10 Ocak 2008 Perşembe

Yoksulluk ve beslenme yetersizliği

Yoksulluk, çocuğun gelişme sürecinde görülen en yaygın risk faktörüdür. Yoksulluğun en ağır sonucu, çocuklar üzerindeki en bilinen, en ağır etkisi beslenme yetersizliğidir, yani açlıktır.
Yoksulluk arttıkça evde paylaşılan besinler de azalır. Yoksulluğun getirdiği çaresizlik, besinlerin azalması en çok anneleri ve küçük bebekleri etkiler.
Yoksulluğun evrensel olarak kabul gören en önemli kriterlerinden birisi, ailenin geliri ile kendilerine yetecek minimum düzeyde besini alamamalarıdır. Beslenme yetersizliği, hele hele gebenin ya da küçük çocuğun beslenme yetersizliği, sosyoekonomik koşullara bağlı ise bu kriterin gerçekleştiğinin en açık ve en acı göstergesidir.
Yoksulluk eve giren besinlerin yetersizliğine, ev içi stres ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine, annenin beslenme yetersizliğine, bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olmasına, sağlıksız fiziksel ortama ve yetersiz sağlık hizmeti alımına neden olarak, çocuktaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynamaktadır (Hatun, Etiler, Gönüllü, 2003).
Kadın gebeliği sırasında beslenme yetersizliği yaşarsa ya da çocuk özellikle ilk iki yaşında açlık yaşarsa çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimi yavaşlayabilir. Oluşan hasar çocuk büyüdüğünde geri döndürülemez. Hayatın bütün kalan bölümünü etkiler.
Kronik beslenme yetersizliği, gelişmekte olan beyin dokusunu etkilemektedir. Beslenme yetersizliği olan çocukların beyin dokusunun küçüldüğü gösterilmiştir. Erken dönemde, uygun besin destek programlarıyla bu küçülmeye müdahale edilebilir (Unicef, 2001). Geç kalınırsa beyin dokusundaki küçülme kalıcı etkiler bırakır. Çocuk zihinsel olarak da, ruhsal olarak da, bedensel olarak da iyi gelişemez.İyi gelişememiş çocuk, kendisi ebeveyn olduğunda, yoksulluğu bir sonraki nesle geçirmektedir. Zihinsel olarak iyi gelişememiş, temel bilgilere ulaşamayan ebeveynler, çocuklarını iyi besleyememekte, iyi yetiştirememekte, geliştirememektedirler. Çocuklarının öğrenme sürecini destekleyememektedirler. Beslenme yetersizliği olan anne, düşük doğum ağırlıklı çocuklar doğurmaktadır. İyi gelişememiş bu çocuklar da benzer şekilde yoksulluk, iyi gelişememişlik riskini bir sonraki nesle taşımaktadır. Bu kısır döngüyü kırmak için yoksullukla mücadele çocuktan başlamalıdır Yoksulluk bir aileyi vurduğunda, en küçük ve en masum birey, en kolay zarar gören kurban olur

Hiç yorum yok: